Hunter x Hunter (İnceleme)

16 Mart 1998 yılında karşılaştınız roman yazarı Yoshihiro Togashi tarafından yayınlanan ve büyük beğenilerle sevilip övünülen Hunter x Hunter animesine hadi yakından bakalım.

HxH İzlenir mi?

başta baktığınız da size çocukça ve saçma gelebilecek ama ilerledikçe hop nerden nereye geldik sen nasıl bu kadar güçlendin dedirtmeyecek kadar gelişme aşamaları olduğu için gerçeklik tadını kaçırmıyor. Sonuna geldiğinizde içinizde bir şeylerin eksildiğini hissedeceksiniz. HxH izlenir mi sorusuna geldiğimizde bütün hissettiğimiz duyguları tekrar yasamak için tekrar tekrar izlenecek bu anime bence kesinlikle izlenir.

HxH Konusu
Ana karakterimiz Gon yerinde durmayan kıpır kıpır bir çocuktur. daha küçük bir çocukken babası tarafından Mito adlı manevi annesine bırakılmıştır. babası onu avcılık için terk ettiğini öğrenince avcılığın nasıl bir şey olduğunu merak edip avcı olmaya karar verir. Mito bir anne olarak buna izin vermez ve köylerinin efsanelerindeki gizemli dev balığı yakalarsa gitmesine izin vereceğini söyler. Gon da bunun üzerine bir ağacın üstünde kamufle olarak 3 gün 3 gece bekler ve o büyük an gelir balığı tutar. izni alan Gon yola çıkmaya hazırdır Mito annesine veda eder ve gemiyle yola koyulur. Gemideyken Kurapika ve Leorio ile karşılaşır ve iyi dost olurlar sınavda ise Gon yaşıtı olan Killua ile arkadaş olur ve o Gün büyük maceramız başlamış olur.

Dikkat! buradan sonrası Spoiler içeriyor.

Nen nedir?
Nen’in anlamı irade gücü demektir. Herkes ruh enerjisine göre güçlü ve farklı teknikler yapabilir. Eğer Nen’i kontrol edemiyorsak ve sürekli salarsak hayatımızı tehlikeye atabilir. Hadi şimdide Nen’in 4 temeline bir göz atalım.

Ten
Ruhsal enerjimiz ile vücudumuzu kaplama sanatı

Zetsu
Aura’larınızı bastırdığınızda duygularınızı keskinleştirdiniz (duyma hissetme vs) enerjiyi içinize depoladınız evre bu kısımda sizin fark edilmeniz engelleniyor.

Ren
içinizde hapsettiğiniz ruhsal enerjiyi artırarak dışarı salmak.

Hatsu
Nen konusunda kontrol sahibi olmak için son evre Ren’i doğru biçimde salıp ruhsal enerjiyi kontrol ettiğiniz kısım Hatsu’nun kendi içinde 6 tane kullanıcı türü vardır simdi onlara bir göz atalım.

Çoğaltan
Nen kaynağı sinirsiz Hatsu’dur anlayacağınız üzere ana karakterimiz Gon’da çoğaltanlar sınıfından.

Salgıçlar
Ruh enerjilerini vücutlarından uzaklaştırabilenler bir cisim sayesinde enerjilerini uzağa taşıyabilen kullanıcılardır.

İdareciler .
Canlı cansız nesneleri kontrol edebilirler.

Dönüştürücüler,
adından da anlaşılacağı üzere Nen’lerini dönüştürerek savaşıyorlar.

Efsuncular
bir canlıyı yada bir nesneyi oluşturup istedikleri gibi çağırıp yok edebiliyorlar.

Mütehassıs
doğuştan gelen genlerle aktarılan başkalarının yapamadığını yapabilen Nen kullanıcılarıdır seride çok az kullanabilen insan vardır Kurapika’da geldiği soydan dolayı gözleri kırmızıya dönerse mütehassis sınıfına dahil oluyor.

Nen’in bir başka evreleri.

En.
Ruh enerjisinin alanını genişletmek.

Gyo .
Herkesin bildiği üzere Gon hisoka’ya karşı kapışırken biraz geç olsa da kullandığı bir yetenekti. Bu yetenek Nen’i gösterir.

bugünlük incelememiz bu kadardı sonraki incelemede görüşmek üzere.

Dikkat! Spoiler içeriyor.

Disney+’ın ülkemize gelmesiyle birlikte, birçok insan gibi ben de ilk iş olarak Moon Knight dizisini açıp izledim. Dizi başlarda esprileriyle, kostüm görünümüyle, absürt sahneleriyle deadpool havası verse de bir süper kahramandan ziyade, kendi kimliğini bulmaya çalışan birisinin hikayesi olarak karşımıza çıkıyor.

Her amerikan propagandasında olduğu gibi eski bir asker, aynı zamanda bir boksör olan Baş karakterimiz Marc. Yine bir başka klişe olan dibe vurmuşluğa “çok yakın” olduğu bir anda “kurtarıcısı” olacak olan Mısır Ay Tanrı’sıyla karşılaşıyor ve onun avatarı oluyor. Herşey bu olaylardan sonra başlıyor gibi görünse de işlerin karışmaya, ve aynı zamanda çözülmeye başladığı 5. bölüme kadar herkes “yahu şuan burada ne oluyor?” dediği birçok sahne ile karşılaştı. Ya da sadece ben böyle düşünüyorum.

Disosiyatif kimlik bozukluğu ve sinema

Psikolojik rahatsızlıklar, sağlık sektörünün önemli bir noktası olduğu kadar bir çok dizi ve filmde de bu konuların işlendiğini görüyoruz.

Bunların en bilinenleri Fight Club, identity, voices ve Beyza’nın Kadınları yapımlarıdır.

Birçok dizi ve filmde bu konu ya ana konu ya da illa ki etrafından dolandığımız bir psikolojik rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor.

Peki nedir Disosiyatif kimlik bozukluğu?

Kişinin gerçek dünyadan uzaklaşmasına, yaşadığı tramvalar sonucu, kendini soyutlayabileceği bir kaçış yolu araması sonucu ortaya çıkan çoklu kişilik bozukluğuna disosiyatif kimlik bozukluğu denir.

Piskolojisinin içine iyice girildiği zaman birçok açık kapının görülebileceği bu sorun dizi ve filmler için mükemmel bir hikaye zemini olabilmekte.

Moon Knight dizimizde de Marc Spector karakterimiz çocukluğunda yaşadığı aile içi şiddet tramvalarının kaçış noktası olarak 2. bir kişilik yaratıp onun arkasına saklanıyor.

Dizimize geri dönersek 6. bölüme kadar izlemiş olmama rağmen, henüz “bunu hiç beklemiyordum” dediğim hiçbirşeyle karşılaşmadım fakat ilginç bir şekilde kendisini izleten bir yapım olmuş. Konuları işleme biçimi ve görsel efektleri ortalamanın üstünde olsa da, bazı sahnelerinde görsel efektten kısmak için kolaya kaçmışlar gibi görünüyor.

Tabi görsel efektten kaçmadıkları birçok sahne de bulunmakta. Mesela yıldızların konumu sahnesi ve Tanrıça Tawaret ile tanıştıkları sahnesi, üzerine uğraşılmış ve gerçekten çok iyi bir iş çıkartılmış, “siz bize güvenin daha neler olacak” dediklerini hissedeceğiniz sahneler olmuş.

Kısacası arkalarına Disney+’ın ve Marvel’ın gücünü alan Moon Knight çok iyi bir iş olmasa da yine de izlemeye değer, asla vakit kaybı olmayacak bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

Peki siz Moon Knight hakkında ne düşünüyorsunuz?